13 Eylül 2014 Cumartesi

Milano

modanın ve alışverişin beşiği. fazlasıyla lüks ve güzel bir şehir. e tabi bu ikilinin getirisi olarak da pahalı.

hava güzel olduğu takdirde yürüyerek gezmenizi tavsiye ederim. ha ben öyle şeye gelemem diyorsanız kredi kartınız aracılığıyla bisiklet kiralayabilirsiniz.

`duomo di milano`nun dıştan görünen ihtişamıyla yetinilmeyip içi de mutlaka görülmeli. italyadaki çoğu kiliselerde olduğu gibi ziyaret ücretsiz, önündeki korkunç sıraysa düşündüğünüzden hızlı ilerliyor emin olabilirsiniz.

`piazza del milano`da katedralin yanında dünyanın ilk alışveriş merkezini göreceksiniz. bizim ülkede çok var deyip geçmeyin, burası biraz farklı. içeride dünyaca ünlü markaların fazlasıyla uçuk rakamlara sattığı ürünleri görüp vay be çekmeden dönmek olmaz. mağazalardaki siyahi korumalar ve ortalıkta dolanan ufak köpekler sizi bir an hollywood filminde hissettirebilir. italyanın diğer şehirlerinin de bir tık ötesinde burada evcil hayvana olan sevgi. 1 euroya köpeğini sevdiren evsizler de var köpeğiyle çılgınlar gibi alışveriş edeni de.

eğer milanoya gelmişken alışveriş yapmadan olmaz diyorsanız katedralin gerisinde kalan alandaki mağazalar daha makul bir tercih olacaktır.

`sforza castle` öğleden sonrayı geçirmek için ideal bir yer. hem kaleyi görüp birkaç fotoğraf çekinmek hem de çimlere uzanıp güzel manzaranın tadını çıkarmak sadece turistlerin değil yerli halkın da büyük hobisi.~en azından ikincisi~
milanoda süpermarket bulmak biraz zor ve büfelerde bile su fiyatları oldukça yüksek. eğer uzun bir yürüyüş yapacaksanız önceden suyunuzu yedeklemekte fayda var. yiyecek fiyatları da suya paralel elbette. ama endişelenmeye gerek yok, her restoranın kapısında geniş bir fiyat listesi var. gönlünüzce inceleyin. bir sürprizle karşılaşmamak için `coperto` ücreti alınıp alınmadığını sorun. masa veya servis üzerinden ekstra bir gelir yaratma gelenekleri mevcut tıpkı diğer italyan şehirlerinde de olduğu gibi.

yemek için fazla bütçeniz yoksa `mc donalds` türevi fast-food zincirlerinden de faydalanabilirsiniz. 1 euroya alınan hamburger de fazlasıyla iş görür. rahat olun, dana eti.

yerel halkı elit olarak tanımlamak pek yanlış olmaz. yardımseverler ve ingilizce bilen biri bulmak da kolay. akşam 10'dan sonra sokaklarda evsizler ve polislerden fazla pek fazla kişi kalmaz. o açıdan gece hayatının bu şehrin en zayıf yanı olduğunu söylemek mümkün.

trenle seyahat ediyorsanız merkeze pek yakın ve fazlasıyla büyük `milano centrale`yi göreceksiniz. ben her şekil seyahat ederim diyorsanız bölgesel trenleri kullanın. finansal olarak sizi rahatlatacaktır. biraz daha ekonomik davranayım deyip biletsiz trene binmekse pek doğru bir tercih olmaz. bilet kontrolleri her daim yapılmasa da çoğunlukla büyük bir ciddiyetle yapılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder